Bir aşk hikayesi... Bir veda hikayesi...
Her şey bu gün başladı. Bir mesajla, bir merhaba ile... Kim bilirdi ki bu basit karşılaşma hayatımızda bu kadar önemli bir yere sahip olacaktı. Kış mevsiminin soğuk günlerinden birinde, içimizde sıcaklık uyandıran bir tanışma.
30 gün boyunca birbirimizi tanıdık. Her geçen gün artan bir merak, derinleşen sohbetler, paylaşılan anılar... Yavaş yavaş birbirimize alışıyor, birbirimizin hayatında yer edinmeye başlıyorduk.
Resmi olarak sevgili olduk. Kalpler çarpıyor, umutlar yüksekti. Gelecek hakkında hayaller kuruyorduk. Bu an, o kadar güzeldi ki, zamanın durmasını istiyorduk.
170 gün... İyi günlerimiz oldu, kötü günlerimiz de. Kavgalar, barışmalar, güzel anlar, zorlu zamanlar... Tıpkı her ilişkide olduğu gibi inişli çıkışlı bir süreç. Ama birlikte atlatabiliyorduk her şeyi, en azından öyle sanıyorduk.
Bu tarih, sadece bizim için değil, tüm Türkiye için özel bir anlam taşıyor. 15 Temmuz... Hem kişisel hem de tarihi bir kırılma noktası. "Artık seni sevmiyorum" dediğin gün. Sanki kalbimdeki darbeye, ülkemin yaşadığı acı eşlik ediyordu.
9 yıl önce bu gün, Türkiye tarihinin en karanlık gecelerinden birini yaşadı. Demokrasiye karşı girişilen darbe teşebbüsü, milletin direnişi ile püskürtüldü. Bugün ise bizim kalbimizde başka bir darbe yaşanıyor...